Magazin

MissTourism Türkiye Birincisi Hazal Çakmak başarılı kariyeriyle de dikkat çekiyor.

BURSA (İGFA) - Türkiye güzeli Hazal Çakmak, başarılı kariyeriyle göz dolduruyor. 

ODTÜ Sosyoloji Bölümü mezunu olan Hazal Çakmak, 15 yaşından itibaren podyumlarda yer almaya başladı.

Aynı zamanda Tango ve Swing danslarını da ilgilenen Hazal Çakmak’ın göz dolduran kariyeri şöyle:

Model, Dansçı. 16 Haziran 1997’de İzmir’de dünyaya geldi.

15 yaşında podyumlarda yer almaya başladı.Terazi burcudur. İzmir Kız Lisesi’nden mezun olan Türkiye Güzeli Hazal Çakmak, eğitimine ODTU Sosyoloji Bölümü’nde devam etti. İddialı pozlarıyla adından söz ettirmeye başladı.

Dans konusunda da yetenekli olan Hazal Çakmak, 2015 yılında kısa bir süre tango ve swing dansı ile ilgilendi. Yine çok kısa bir süre Mehmet Özgür Ersan’ın yönettiği Kirpi Dergisi’nde yazdı.

ODTÜ’den mezun olduktan sonra dünyanın en iyi 19. Antropolojisi olan SOAS antropolojiden kabul aldı (QS 2024’e göre Yale ile aynı ama MIT, Princeton ve Sorbonne’un üstünde). Ancak İtalya’daki bir üniversiteden hukuk yükseğinden de kabul alınca tercih hakkını İtalya’dan yana kullandı. Hukuk bölümü içindeki migration, rights, integration bölümünde tezli yüksek lisans yapan güzel model, Türkiye’deki modellik kariyerinde de hız kesmiyor. Sene içerisinde birçok tanıtım, reklam ve lansmanda yer alan güzel modelin en sevdiği yer ise podyumlar. Türkiye güzeli Hazal Çakmak’ın Can Yayınları’ndan çıkardığı,sosyoloji ile ilgili ve tamamen İngilizce yazdığı Theory adlı bir de kitabı var.

Kitapta bahsettiği konular: socialgeometry ve burgessilişkisi,dil felsefesi, şehir kültürünü etkileyen göç poliçeleri, deniz kandiyotinin akademik çalışmalarına yorumlar, ab-küreselleşme-kozmopolitanlaşma ilişkisi, brexitin sosyal sonuçları, sufizmdehint etkisi, kültürel diplomasi ve asimilasyon, Müslüman göçünün sosyolojik sonuçları, Lefebvre, Baudrillardcı, Bourdieucü, popülist ve neoliberal göç, Mantıkuttayr ile ilgili akademik çalışmalar, cinselliğin tarihi, David Myer’in sosyal psikoloji ile ilgili kitabına yorum, dövme sosyolojisi, yemek kültürü (Kore yemeği kültürü), Hindu kültürü ve evlilik, Amin Maoluf’un bir arada var olma (coexistence), Baudrillardın tüketim kültürü ve Adorno’nun kültür endüstrisi kavramı, feminist yorumla kültüre göre kadına karşı şiddet, escalatoreffect ve socialspiralism, oryantalizm, David Harvey’in kitabı Condition of Postmodernity’e yorum, sosyal hızlanma, missingstairmetaphor (eksik merdiven metaforu), Taming of Chance kitabının yorumu.

Hazal Çakmak’ın hedefleri arasında dünyaca ünlü bir model olmak var. 15 yaşında ajansa kaydolan güzel, uzun yıllar kariyerini İtalya’da sürdürdü. Kariyeri boyunca dünyaca ünlü birçok modacının defilelerinde ve marka yüzü olarak katalog çekimlerinde yer aldı. Okulu ve mankenlik yaptığı için tüm Avrupa'daki moda haftalarına katılmayı hedefliyor. Moda showlarına katılmaktan çok zevk alıyor. Top model olmayı hedefliyor.

Alternatif pop müzik türündeki şarkıları ile dikkat çeken ve bir sonraki çalışması merakla beklenen söz yazarı, besteci ve yorumcu Ece Barak, “Düştüm” isimli hareketli ve enerji dolu yeni şarkısını Hardal etiketiyle dinleyicilerle buluşturdu.

İSTANBUL (İGFA) - 2024 yılını söz ve bestesi Emir Can İğrek’e ait Şubat Soğuğu, Duman Gibi ve Deliye şarkılarıyla dolu dolu geçiren ve listelerde kendisine bolca yer bulan Ece Barak, 2025 yılına sözü ve bestesi kendisine ait kıpır kıpır yeni şarkısı “Düştüm” ile başlıyor.

Hem vokali hem de sözleri itibarıyla güçlü ve akılda kalıcı bir şarkıya imza atan sanatçının yeni şarkısının düzenlemesi Mert Özçiftçi, mix ve mastering çalışması ise Emre Kaya imzası taşıyor. Şarkının bas gitarlarını ise Barış Gülhane çaldı.

Şarkının ruhuna ve renkli temasına uygun fotoğraflar ve tüm visualizer içerikler Ozan Çağatay tarafından çekildi. 

Ece Barak, yeni şarkısı Düştüm ile ilgili duygularını ise şu sözlerle ifade ediyor: “Düştüm, aslında yıllar önce yazdığım ve yazdığım anda içimi kıpır kıpır eden bir bestem. Sözler ilhamını aslında yasak aşka düşen iki aşıktan alıyor. Kendilerini ne kadar engellemeye çalışsalar da birbirlerine düşüyorlar. Bu aşka engel olamıyorlar. Bu sancılı başlayan ama mutlu biten bir hikâye benim için. O nedenle bestesi çok neşeli. Mert de yaratmaya çalıştığım o dünyaya çok uygun bir aranje yaptı. Bol üflemeli element içeren, batıya dönük, keyifli bir sound yakaladık. Barış’ın canlı çalım bas gitarları ise enfes yakıştı. Ozan rengarenk fotoğraflar çekti. Her şey hayallerimdeki gibi oldu. Yayın tarihimiz doğum günümden birkaç gün önce. Yeni yaşıma yeni ve çok hareketli şarkımla girerken kendimi kıpır kıpır hissediyorum! Umuyorum soğuk ve karanlık kış günlerinde pozitifliğiyle dinleyicimin de içini açar.”

Ece Barak'ın yeni teklisi Düştüm, 10 Ocak itibarıyla tüm dijital platformlarda yayında! 

Armağan Çağlayan, YouTube üzerinden yaptığı “Şimdiki Aklım Olsaydı” programında iletişimci Özgür Aras'ı ağırladı. Müzik sektörünü ünlüler dünyasında değerlendiren Aras, programda, günümüzde star devrinin bittiğini belirterek, etrafın 'star'cık olduğunu söyledi.

İSTANBUL (İGFA) - Ünlü iletişimci Özgür Aras, ünlüler dünyası ve müzik sektörüne dair açıklamalarıyla gündem oldu.

"Star devri bitti günümüzde" diyen Özgür Aras, "Yalnız bizde değil, dünyada da bitti. Her dakika göz önünde olan, her anı görüntülenen birinden star olmaz. Starlar kuytuda yaşar. Ünlüsünüzdür, seviliyorsunuzdur ayrı, ama starlık kişisel bir efsaneye sahip olmayı gerektirir. Meşhur olunca star olunmuyor. Etraf starcık dolu..." dedi.

Pandemi ile müzik dünyası büyük bir değişime girdiğini ifade eden Özgür Aras, "Müzik kanalları da kapanınca artık hiçbir şarkıcıya ve şarkıya maruz kalma durumu kalmadı. Müzik kanallarında günde 15 şarkıcı ve onların klipleriyle şarkıları dinleyince insanlar onları popüler sanıyordu. İnsanlar eve kapanınca, dijital platformlarda kendi çalma listelerini yapıp istedikleri müziği dinlemeye başlayınca bir sürü şarkı ve şarkıcı ortaya çıktı. O esip gürleyenlerin artık şarkıları çıkınca dinleyici kayıtsız kalıyor, çünkü maruz kalmıyor; dinleyeceği müziği kendisi seçiyor" diye konuştu.

Armağan Çağlayan'ın YouTube programında kimseden sır tutmasını beklemediğini vurgulayan ünlü iletişimci, "Sır diye bir şey yoktur çünkü. Duyulmasını istediğim her şeyi fısıldadım, duyuldu. Duyulmasını istemediğim her şey içimde hâlâ" dedi.

"Yetenekli olanlar kazanır gibi hikayelere rağmen, gerçekte görünür olanlar kazanır" diyen Özgür Aras, şunları kaydetti:

"Akla ilk gelen olmanın bu kadar getirisi olmasının nedeni budur. İnsanlar aşina olduklarını severler. Bakın, dünyada birçok tablo var. Ama sadece birkaçı tanınır. Mona Lisa listenin başındadır.  Unutmaya meyilli bir milletiz. Şov gerekli bizim işte. İşini şovla yapan unutulmaz. Ünlülerin ilk ortaya çıkan ortak özellikleri "İlk önce ben" demeleridir. Her ünlü kendi için çalıştığından; 24 saat düşünür, üretir, hep "Bir fikrim var" der. Aynı şeyi birlikte çalıştıkları kişilerden de beklerler. Her an onun için bir şey üretmeni, bir şey yapmanı isterler. Ne kadar yaparsan yap, ne kadar verirsen ver; yetinmez, hep bir fazlasını isterler."

“Gassal” dizisi, güçlü hikâyesi kadar müzikleriyle de izleyicilerin gönlünde taht kurmuş durumda. Dizide çalan şarkılar, Türk halk müziğinin derinliklerinden ilham alarak izleyicilere duygusal bir yolculuk sunuyor.

İSTANBUL (İGFA) - Başarılı genç sanatçı Şahin Kendirci’nin yorumladığı şarkılar, Gassal dizisinin atmosferini tamamlarken, izleyiciler tarafından büyük bir ilgiyle karşılanıyor.

Şahin Kendirci, müzik dünyasında genç yaşına rağmen büyük bir başarı elde etmiş bir isim olarak öne çıkıyor.

“İçim Yanar” adlı şarkısıyla hem diziye hem de müzikseverlere büyük bir etki bırakan Kendirci, güçlü sesi ve duygusal yorumu sayesinde dikkatleri üzerine çekiyor.

Şimdi Jolly Joker’lerde şehir şehir gezecek olan Şahin Kendirci’ye müzikseverler yoğun ilgi gösteriyor.

Şubat ayında başlayacak olan konser maratonunun biletleri şimdiden tükenmek üzere.

İşte Şahin Kendirci'nin Şubat programı:

• • 8 Şubat Denizli Jolly Joker
• • 9 Şubat İstanbul Atakent Jolly Joker
• • 11 Şubat Ankara Jolly Joker
• *14 Şubat Kocaeli Jolly Joker
• *21 Şubat İstanbul Vadi Jolly Joker
• *22 Şubat Mersin Jolly Joker
• *23 Şubat İstanbul Arena Jolly Joker

Usta sanatçılar Türk halk müziğinin köklü ezgilerinden “Ela Gözlerini Sevdiğim Dilber”i yorumladı, eserin video klibini yapay zeka teknolojisi gerçekleştirdi.

İSTANBUL (İGFA) - Türk halk müziğinin derin ve köklü geleneklerine dijital çağın imkanlarını entegre ederek geleneği geleceğe taşıyor. Değerli müzisyenler tarafından enstrümantal bir formda yorumlanan “Ela Gözlerini Sevdiğim Dilber”, yapay zeka teknolojisiyle üretilen müzik videosuyla birlikte müzikseverlerin beğenisine sunuldu.

Çok sevilen eser, usta sanatçılar Muhlis Berberoğlu (Divan Bağlama, Cura) ve Burakhan Nur (Klarnet) ile teknoloji girişimcisi ve aynı zamanda Kopuz ile Cura icracısı Erdem Erkul tarafından yeni bir yorumla kaydedildi. Bu projeyle sanatçılar, Anadolu’nun köklü müzik geleneğine yeni bir soluk getirirken aynı zamanda sanat, müzik ve teknolojinin birleştiği özgün bir kimlik oluşturmayı hedefliyor. Proje aynı zamanda farklı disiplinlerden yetenekleri bir araya getirmesiyle, yepyeni bir ilham ortamı yaratıyor.

Kalan Müzik, Türk halk müziğinin yöresel hikâyelerini, duygularını ve değerlerini diri tutmayı amaçlayan vizyonuyla, dijital çağda Anadolu seslerini genç kuşaklara ulaştırmayı amaçlıyor. Kalan Müzik'in dijital dönüşüm hedefiyle hazırlanan bu ilk projesinde “Ela Gözlerini Sevdiğim Dilber” gibi yüzyıllardır dilden dile aktarılan bir türkü, yapay zekâ ile oluşturulmuş bir kliple desteklendi. Anadolu’nun kadim aşk öykülerini yansıtan tema, yapay zekâ algoritmalarıyla görselleştirildi. 

“Ela Gözlerini Sevdiğim Dilber” dijital dönemin dinamikleriyle yeniden hayat bulurken yapay zeka burada sadece bir araç değil, ritmin ve görsel anlatımın dilini farklı açılardan zenginleştiren bir işbirlikçi olarak devreye girdi.

Tüm dijital platformlarda ve Kalan Müzik YouTube sayfasında yayınlanmaya başlanan “Ela Gözlerini Sevdiğim Dilber”, Türk halk müziğinin geçmişten günümüze taşıdığı duygu ve değerleri, yeni bir bakış açısıyla keşfetmeye davet ediyor.

Arda Kıymaz, yeni şarkısı “Sorma Bana”yı müzikseverlerle buluşturdu.

İSTANBUL (İGFA) - Sorma Bana, sanatçının okuduğu bir kitap üzerine düşünmesiyle başlayan ve zamanla şekillenen özel bir çalışma. Arda Kıymaz, herkesin hayatında zaman zaman hissettiği o sıkışmışlık duygusunu ve çıkış yolu arayışını, kendi deneyimleriyle harmanlayarak bu şarkıya aktardı.Şarkı sözleri, bestelenmesinin bir süre ardından yeniden ele alındı. Yaklaşık iki ay süren bu süreçte, sektördeki tecrübeli isimlerin de fikirleriyle şarkı olgunlaştı ve prodüksiyonunda önemli değişiklikler yapıldı.

ŞARKININ YARATIM SÜRECİ

Sorma Bana’nın prodüksiyonunda Berkay Aygör, bas gitarıyla eşlik ederken, aynı zamanda şarkıya önemli katkılar sağladı. Gitar ve vokaller, Arda Kıymaz’ın evinde kaydedilirken, davullar Berk Tekelioğlu tarafından stüdyosunda kaydedildi. Oğuzcan Bilgin ise trompet performansıyla şarkıya bir dokunuş daha ekledi.

Miks süreci Arda Kıymaz tarafından yürütüldü. Daha önce Palavra şarkısında da birlikte çalıştığı Barış Ergün, stem mastering görevini üstlendi.

Duygusal derinliği, özenle hazırlanmış sözleri ve güçlü prodüksiyonuyla müzikseverleri etkisi altına almayı hedefleyen “Sorma Bana”yı tüm dijital platformlarda dinlenebilir, lirik klibini On Air YouTube kanalında izleyebilirsiniz.
 

Türk sinema ve tiyatrosunun efsane ismi Sadri Alışık'ın hayatı film oluyor. Ölümsüz sanatçının kahkaha ve hüznü bir arada barındıran yaşamını konu alan film, Alışık'ın doğumun 100. yılı olan 2025'te vizyona girecek.

İSTANBUL (İGFA) -  Yapımcılığını Sev Yapım’ın, yaratıcı yapımcılığını Sadri Alışık Kültür Merkezi'nin (SAKM) üstlendiği Sadri Alışık filminin yönetmen koltuğunda aynı zamanda filmin senaryosu da kendisine ait olan Özer Feyzioğlu oturacak. Filmde, Sadri Alışık’ın Türk sinema ve tiyatrosuna kattığı değer, büyük aşkı Çolpan İlhan ve oğlu Kerem Alışık’la olan ilişkisinin yanı sıra sanat ve özel hayatındaki tüm bilinmeyen yönleri de beyazperdeye aktarılacak.

Bu özel proje, 2025 yılında Sadri Alışık’ın doğumunun 100. yılına denk gelmesiyle ayrı bir anlam kazanıyor.

Çekimlerine yaz aylarında başlanacak film için titiz bir hazırlık süreci devam ederken, filmin kadrosunda yer alması planlanan isimler ile de yakında görüşülmeye başlanacak.

Sadri Alışık (Kahkaha ve Hüzün) filmi sinemanın ölümsüz ismini hayranlarıyla bir kez daha buluştururken yeni nesillere de 30 yıl önce aramızdan ayrılan Sadri Alışık’ın renkli ve etkili dünyasını anlatacak.

Film aynı zamanda Türk sinemasının mihenk taşı Yeşilçam’ı kuran, yaşatan isimlere de bir saygı geçidi olacak.

Bursalı ikiz mankenler Cansu ve Göksu Beken, 2024 yılının mankenlik ve magazin dünyası için buruk geçtiğini, 2025 yılından umutlu olduklarını söyledi.

Bursa’da elektrik elektronik mühendisi olarak çalışan manken Cansu Beken, modellik ve mankenlik konusunda deneyimlerini dizi ve sinema sektöründe de hayata geçirmek istediğini söyledi.

2024 yılının mankenlik ve magazin dünyası için buruk geçtiğine vurgu yapan manken Cansu Beken, 2025 yılından umutlu olduklarının altını çizdi.

Aslen Tokatlı olan manken Cansu Beken, modellik ve mankenlik sektörünün daha iyi noktalara gelmesi için sektörde herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerektiğini ifade etti.

Diz ve sinema sektörünün Türkiye’de hızla geliştiğine işaret eden Cansu Beken, “Geçmişte Bursa’da önemli dizi ve sinema çekimleri yapılmıştı. Bursa, tarihi dokusu, doğal güzellikleriyle Türkiye’nin önemli illeri arasında ilk sıralarda yer alıyor. Bursa’da yeni bir dizi projesinin hayata geçmesi, hem şehrin turizm potansiyeli açısından hem de ekonomik katkısı açısından önemli.” diye konuştu.

İstanbul’da yapılacak bir proje ile ilgili teklif aldığını da ifade eden Cansu Beken, dizi ve sinema projelerine de açık olduğunun altını çizdi.

Bursa manken Göksu Beken de, oyunculuk konusunda deneyimlerinin olduğunun altını çizerek, “Modellik ve mankenliğin yanı sıra oyunculuk da sektör açısından önemli. Her ne kadar dizi çılgınlığı yaşansa da insanların en iyi vakit geçirdikleri zaman, televizyon başında dizi izlemek. Modellik ve mankenliğin yanında oyunculuk alanında da kariyer yapmayı hedefliyorum.” ifadelerini kullandı.

İrem Derici, Ankara JollyJoker’de verdiği konserde, yıllar önce albümünde seslendirdiği ‘Gizli Sevda’ şarkısını söyleyerek arabeskin usta ismi Ferdi Tayfur’u andı.

İSTANBUL (İGFA) -  Ferdi Tayfur’un vefatının ardından duyduğu üzüntüyü dile getiren İrem Derici, hayranlarına duygusal anlar yaşattı.

Konser sırasında Derici, “Biz çok büyük bir değeri kaybettik. Arabesk denince bu memlekette Ferdi Tayfur. Gerçekten çok üzüldüm. Benim ilk albümümde Ferdi Tayfur şarkısı vardı. Çok güzeldi benim için ilk albümümde Ferdi Tayfur şarkısı okumak, o izni alabilmek…” sözleriyle Tayfur’a olan hayranlığını ve saygısını ifade etti.

Derici, haber sunucusu Musa Özuğurlu’nun Ferdi Tayfur hakkında sarf ettiği tartışmalı sözlere de tepki gösterdi. “Hadsiz, densiz, kendini haber spikeri zanneden bir adamcağızın söyledikleri benim kalbimi kırdı. Çünkü arabesk bizim damarlarımızda. Yurt dışında yapılan müziklerin de özünde arabesk vardır. Anadolu’dan kopup gelen her gencin içinde arabesk vardır. Çok şanslıyız, Ferdi Tayfur’la aynı dönemde yaşadık” diyerek izleyicilerden büyük alkış aldı.

Ünlü popçu Serdar Ortaç, yeni yılın ilk konserini önceki gece Vadi JollyJoker’de verdi.

İSTANBUL (İGFA) - Yoğun ilgi gören konserde Ortaç, “2025’te herkese sağlık diliyorum” diyerek hayranlarına iyi dileklerde bulundu. Sanatçı, dünden bugüne hit olmuş şarkılarıyla sahnede coşku dolu anlar yaşattı. Konserde seyirci Ortaç’ın enerjisine eşlik etti. Yılın ilk konserinde Serdar Ortaç, sevenlerine unutulmaz bir gece yaşattı.